Pazartesi, Aralık 19, 2011

klasik müzik tarihçem ve Goldberg Variations ♫ ♪♪ ♫ ♪..wine ..wine wine




Hastayken dinlersem iyileşirim, kızgınken dinlersem sakinleşirim.bence klasik müzüğin anlamı da budur.

Bay E .. gecmiş vakitte yazar kadına sormuştu nereden gelıyordu kadının bu klasık müzik merakı...

1.Antik Çağ (Walkman dönemi):
Çok çok eskidendi. tatilde bir walkman almıştım. Walkman’imi o kadar sevmiştim ki sabah uyanır uyanmaz kulağıma takıyor, gece uykuya dalana kadar çıkarmıyordum. Ancak şöyle bir sorun vardı:yanımdaki tek kaset, aletin içinden çıkan, her yüzüne yirmi dakikalık tek bir parça kaydedilmiş tanıtım kasetiydi. Ön yüzünde Grieg’in piyano konçertosunun ilk bölümü vardı. Arka yüzünde ne vardı hatırlamıyorum, Defalarca dinleye dinleye bütün notaları ezberlemiştim ve kaseti her başa sarışta piller bitecek diye huzursuz olurdum.

2. Amadeus dönemi: Milos Forman’ın Amadeus filmi ve Mozart hayranlıgı. Uzun bir süre ortalıkta “Konfuta-tis, Maledik-tis,” diye mırıldanarak dolaştığımı hatırlıyorum. Filmde kullanılan bütün Mozart eserlerini ezbere biliyordum.

3. Gel zaman git zaman: Vasat bir klasik müzik dinleyicisi oldum, melodisi aklımda yer eden her şeyden hoşlanıyordum. Chopin, Mozart veya Beethoven duyduğumda, çoğu zaman hangisinin hangisi olduğunu ayırt edebiliyordum. Asansörlerde ve otel lobilerinde çalınan bütün klasik müzik eserlerini tanıyordum. Festivale gelen meşhur orkestraların konserlerine gidiyordum, On onbeş tane klasik müzik kasetim vardı.

4. Birinci Ayışığı Dönemi: Kasetlerimden biri Beethoven’ın 14 numaralı sonatı, nam-ı diğer Ayışığı Sonatı’ydı. Geceleri kulağımda walkman yatağıma uzanır ve kendimi kocaman bir sahnede, spotların altında, muazzam bir piyanoda Ayışığı Sonatı’nın üçüncü bölümünü çalarken hayal ederdim. Seyirciler beni hep ayakta alkışlardı. O yaşlardakilerin kendisini madonna filan olarak sahnede hayal etmesi gibi bir durumdu sanırım.

5. Opera dönemi: Çok eğlenceliydi. Çoğunlukla İtalyan aryaları dinlemeye gıderdım. Doğal olarak o dönemde kafayı aryalara taktım ve sürekli opera dinlemeye başladım. Özellikle bilumum tenorların Verdi ve Puccini yorumlarına epey vakıf oldum. Pavarotti’den hiç hoşlanmazdım ama biyografisini almıştım Verdi’nin ve Puccini’nin de biyografilerini aldım. Sonra ben operadan bunaldım. Filmlerde Manhattan’da şık bir evde, mutfakta makarna pişerken salonda çalan aryalara hala pek bir imrenirim.

6. İkinci Ayışığı dönemi: beş altı sene önceydi. Uzun zamandır dinlemediğimi ve özlediğimi farkedip, bir Ayışığı sonatı CD’si aldım kendime. Eski kasetteki yorum öyle kafama kazınmış ki, yeni CD’deki yorum (Ashkenazy) tuhaf geldi. Dinleye dinleye alıştım. Alışmakla kalmadım, eski kasetimden daha çok sevdim. CD’de diğer meşhur Beethoven sonatları vardı, onların bir iki tanesini de çok sevdim.Beethoven’ın bilmediğim ve bilsem muhtemelen çok seveceğim daha bir sürü piyano sonatı vardı.
Bundan yola çıkarak son derece moral bozucu genellemeler yapılabildi. Şöyle ki, daha hiç duymadığım ve duysam bayılacağım kimbilir başka hangi bestecilerin hangi piyano sonatları vardı, ondan geçtim konçertolar vardı, senfoniler vardı, binlerce eser vardı… Seveceğim, aşık olacağım, hayran kalacağım şeylerin daha sadece binde birini tanıyordum..

7. Aydınlanma çağı : * Beethoven’ın tüm piyano sonatlarını dinledım ama daha 21 tanesine hakimim
*Dvorak’ın piyano beşlisi ve çello konçertosu..Takacs Quartet’in yorumu iyidir.. İkincisinde ise favorim du Pre. Rostropovitch ve Yoyo Ma da dinledim ama ikisi de du Pre kadar heyecanlandırmıyor beni. *Chopin’in noktürnleri. Angela Hewitt denedim, hiç hoşlanmadım, kafama çekiçle vuruyor gibi geldi. Ashkenazy’e geri döndüm, huzura kavuştum.* Mozart’ın piyano konçertoları....don giovanni..
albert camus 'nün çok güzel bir sözü vardır bu operayla ilgili şöyle der :don giovanni.tüm sanatların doruğu.insan don giovanni'yi dinleyince ,bittiğinde ,dünya ve varlıklar turu yapmış olur... bach re minör toccata ve füg ..en heybetlisinden kilise orgu ...bach sanki bilinç altına bir kapı açar, çözmekten ziyade iyice karıştırır sonunda yine kendine getirir insanı..



Goldberg Variations ♫ ♪♪ ♫ ♪..

ve aldığım en güzel doğumgünü armağanlarından biri..glen gould,goldberg variations cd si
karanlıkta bir kadeh şarap eşliğinde insanı transa sokar..özellikle ariası tüyleri diken diken etmekte...gerçekten matematiksel müzik bu...
Bu beste hem müzik tarihinde uykusuzluğa çare bulmak için bestelenen ilk eser unvanını almış, hem de Bach'a en çok para kazandıran beste olmuş.
ben çok fazla dinliyorum. İnanılmaz bir müzik. 55 dakika ile 90 dakika arasında çalınabiliyor .
her şey kont hermann karl von kaiserling' in insomniac gecelerine dayanıyor. kaiserling' in siparişi üzerine j.s.bach'ın yazdığı varyasyonlar...goldberg varyasyonları ismi, kontun özel müzisyeni ve aynı zamanda j.s.bach' ın öğrencisi olan johann gottlieb goldberg' den gelmekte..bu varyasyonlar uykusuzluk sorunu çeken kontun uyumasını sağlamak için geceleri j.g.goldberg tarafından çalınmıştır
bazı varyasyonların derinliği, müzikal çoşkusu klavsenle çalındığında hissedilebiliyor. bir varyasyonda, klavsen kaydında sanki buyulenmis gibi oluyorum.

eserin açılışındaki ve kapanışındaki aria'nın elyazmasının ilk ortaya çıktığı yer, anna magdalena bach'ın defteri; bu durumun anna magdalena'nın bu parçayı çalmayı sevdiğinin bir işareti, hatta belki johann sebastian ile anna magdalena'nın arasında bu melodi için "bu bizim şarkımız olsun" muhabbeti olduğu yolunda spekülasyonlar da mevcut...

bach'ın burada besteci olarak gösterdiği ustalık gerçekten etkileyici. bu çemberin 24. çeşitlemede oktava vardıktan sonra devam etmesi, kimilerine bach'ın bu seriyi önce 24 çeşitleme olarak düşünüp sonradan biraz daha genişlettiğini düşündürüyor.
bach'ın bu yapı üzerine kurduğu çeşitlemeler, zamanın piyano tekniğinin neredeyse her özelliğini ve dönemin müzik formlarını çoğunu kullanmış: kanonlar dışında bir füg, fransız stilinde, italyan stilinde danslar, hatta fransız uvertürü ve füg formunda bir çeşitleme var.

çeşitlemeler ilerledikçe müzikal doku yoğunlaşıyor, müzik sertleşiyor. 29. çeşitlemede bach'ın en "heavy metal" parçalarından birini dinledikten sonra, 30. çeşitlemede 10'lu aralık kanonu beklerken, onun yerine bir "quodlibet" ("canınız nasıl isterse") bölümü var; buradaki anlamıyla quodlibet, müzisyenlerin muhtelif halk şarkılarını birbiriyle karıştırarak eğlence ile bulmaca unsurlarını birleştirdikleri parçalara verilen ad. bunun bach ailesinin sevdiği eğlencelerden biri olduğu biliniyor sonra, aria'ya geri dönüyoruz

henüz Bach’i bitiremedim....bir de sırada belgesel DVD’leri var. ...şimdi hangi vakıtteyim ?? . beş cayı konserlerinde ... ya da kış gecelerinde Goldberg Variations ♫ ♪♪ ♫ ♪..wine ..wine wine :))))


Baksana Talihe..İnadına Bach bizi birleştiriyor xoxoxoxoxoxoxoxxxoxox ♥ ♥ ♥

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder